
Düzce’de yaşayan 62 yaşındaki Ayşe Gül, geçen hafta evinde beyin kanaması geçirdi. Atatürk Devlet Hastanesine kaldırılan Gül, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Ne yazık ki beyin ölümü gerçekleşen Gül’ün organları, ailesinin izniyle 3 hastaya umut oldu. Gül’ün böbrekleri İstanbul’da 2 hastaya, karaciğeri ise Ankara’da 1 hastaya başarıyla nakledildi.

Gül’ün kardeşi Hüsnü Başoğlu, ablasının organlarının başka bir insanda yaşadığını öğrenince çok sevindiğini belirtti. Başoğlu, “Annemin böbrek yetmezliği vardı. 4 sene organ nakli bekledik ama annemin ömrü yetmedi. Ablamın organlarının başka hastalara umut olması için bağış yapma kararı aldık.” dedi.
Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzman Doktor Milas Mafizer, organ bağışının önemine vurgu yaptı. Mafizer, “Ülkemizde nakiller daha çok canlı hastadan canlı hastaya aile bağları sayesinde yapılmakta. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan nakil oranı çok düşük. Oysa ki beyin ölümü, mutlak ölümle eş değer bir durum ve vefat etmiş bir hastadan farkı kalmakta.” ifadelerini kullandı.
Organ nakli koordinatörü Dr. Zehra Mermi Bal ise Gül’ün beyin kanaması geçirmesi sonrasında yoğun bakıma alındığını belirtti. Bal, “Beyin ölümü sonrası hasta yakınlarıyla yaptığımız organ nakli görüşmesi olumlu sonuçlandı. Organ bağışı iznini verdiler. Karaciğerini Ankara’da acil karaciğer nakli bekleyen bir alıcıya, böbreklerini ise İstanbul’da 2 ayrı alıcıya naklettik.” diye konuştu.
Ülkemizde şu anda organ nakli bekleyen neredeyse 35 bin hasta bulunduğunu belirten Dr. Bal, “Bazı hastalarımız bu şansı bulamadığı için hayatlarını kaybediyor. Hepimiz, en sevdiklerimiz her zaman organ yetmezliği nedeniyle organ nakli bekleyebiliriz.” dedi.
Organ bağışının daha da yaygınlaşması gerektiğini vurgulayan Hüsnü Başoğlu, “Hiçbir sıkıntısı yok, organlar toprağın altında çürüyeceğine bir insanda faydalı olması daha güzel.” sözleriyle organ bağışının önemini vurguladı.
Bu olay, organ bağışının hayat kurtardığını bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumda organ bağışına yönelik farkındalık yaratmak için daha fazla çaba harcamak gerektiği bir gerçekliktir.