İsrail’in Batı Şeria İlhak Kararı Tepkileri Çoğaldı

Türkiye’nin aralarında olduğu 15 ülke, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail’in Batı Şeria’da sözde ‘İsrail egemenliğini’ dayatan yasa tasarılarını onaylamasını en güçlü şekilde kınadı. İsrail meclisinin, işgal altında tuttukları Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşimini onaylayan yasa tasarısını kabul etmesi tepkileri de beraberinde getirdi. Başbakan Netanyahu beklediği desteği kimseden göremedi.

İsrail meclisinin Batı Şeria’yı ilhak kararının arka planında, 1967’de işgal ettiği topraklarda 4 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı ve İsrail’in uluslararası hukuka aykırı işgal ettiği topraklarda Filistinlilerden gasbettiği alanlara inşa ettiği 250’den fazla Yahudi yerleşiminde 600 bin kadar İsraillinin ikamet ettiği gerçeği yatıyor. Filistinliler ise topraklarının ve tarım arazilerinin fanatik Yahudiler tarafından gasbedildiği, İsrail ordusu ve askerler tarafından korunan fanatik grupların saldırılarının giderek arttığı ağır şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.

İsrail’in bu kararı, uluslararası toplumdan sert eleştirilere tabi oldu. ABD Başkanı Trump da İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmeyeceğini söylemişti. Türkiye dahil 15 ülke ile Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı, İsrail’in skandal kararını en güçlü şekilde kınadı.

Bu olay, 1993 yılındaki Oslo Anlaşması’nın ve 2003 tarihli Yol Haritası’nın ardından İsrail’in Filistin topraklarını ilhak etme girişimlerinin devamı niteliğinde. Benzer bir şekilde, 2017 yılında ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve 2020 yılında İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak etme planları da uluslararası toplumdan benzer tepkiler almıştı.

İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak kararı, iki devletli çözümün zayıflamasına ve İsrail-Filistin çatışmasının daha da kızışmasına neden olabilir. Bu durum, sadece Orta Doğu’da değil,全球 barış ve güvenlik açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilir.

İşgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerin hakları ve geleceği konusunda endişeler devam ediyor. İsrail’in yasa dışı yerleşimlerini durdurması ve Filistinlilerin haklarını tanıması, çözümün anahtarı olarak görülüyor.